24 Şubat 2011 Perşembe

Glaser’in Temel Öğretme Modeli

Glaser 1962’de geliştirdiği ve 1976’da yeniden yorumladığı temel öğetme modelinde öğretme sürecinin dört ana öğeden ve bu öğelerin birbirini izlemesinden oluşan ilişki düzeni şekil 1’de görüldüğü gibi sistemleştirilmiştir.

Modele göre öğretme, hedefin saptanması ve bunun davranış biçiminde ifade edilmesi ile başlar. Hedef, öğretme sonucunda öğrenciye kazandırılması beklenen bir davranış veya davranış dizisidir. Hedefin belirlenmesinden sonra, ikinci aşamada, öğreneme için gerekli giriş davranışlarının ortaya konması gerekir. Giriş davranışları, bir davranışı veya davranışlar dizisini kazandırmaya dönük öğretme işinde öğrencinin hedefle ilgili olarak daha önce öğrenmiş olması veya öğrencide varolması gerekli özel davranışları içerir. Her yeni öğrenmenin öğrencinin daha önce öğrendiklerine bağlanarak oluşturabileceği ilkesi, öğretme işinin başında, öğrencinin öğrenme ortamına getirdiği davranışların hedef yönünden ayrıntılı olarak saptanmasını gerektirir. Modele göre öğrencinin öğrenme sürecine girebilmesi, o öğrenme türünün zorunlu gördüğü önkoşul davranışlara sahip olması ile mümkündür. Glaser bu özelliği taşıyan davranışlara giriş davranışları adını vermektedir.
Giriş davranışları, yeni öğrenmelerin başlangıç noktalarıdır. Bunları sağlamadan öğretme işine başalayabilmek ve öğrencinin öğrenme sürecinin katılmasını ummak oldukça güçtür. Bu nedenle öğretmenin görevi, her hedef için gerekli önkoşul davranışların öğrencide varolup olmadığını saptamaktır. Öğretmen, önkoşul davranışların varlığına inandıktan veya o davranışları kazandırdıktan sonra öğretme işine başlayabilir.
Modelin üçüncü öğesi, öğretme yöntemlerinin seçimi ve öğretme ortamının düzenlenmesi ile ilgilidir. Bu öğenin katkısı hedefler ve giriş davranışları belirlendikten sonra başlar. Çünkü hedeflerin niteliği ve öğrencilerin hazırolma düzeyi, öğretme durumunun nasıl düzenleneceği ve hangi yöntem ve araçların kullanılacağı hakkında öğretmen ip uçları verir.öğretmen ancak bu iki öğeği dikkate alarak hedefe ve öğrenciye göre bir öğretme durumu tasarlayabilir.
Modelin dördüncü öğesi ise, öğretme sürecinin sonunda öğrenmenin ne dereceye kadar gerçekleştiğini –hedefe ne kadar ulaşıldığını- anlamak için yapılan değerlendirme işlemidir. Bu işlemin sonunda, öğrenmede eksiklikler kalmışsa tamamlanır; yanlışlıklar düzeltilir, öğrenciye başarısı hakkında bilgi verilir, öğrenmenin istenilen düzeyde gerçekleşmemesine neden olan durumlareın hangi öğelerle ilgili olduğu araştırılır. Eğer öğrenme istenilen düzeyde gerçekleşmişse bir başak hedefin kazandırılmasına geçilir.
Yukarıda anahatları ve öğeleri belirlenen Glaser’in temel öğretme modeli, öğretme işlemine genel bir yaklaşım olarak algılanabilir. Glaser bu modelinde her türlü öğretme için gerekli bir model geliştirme peşindedir. 1976’da bu modelle ilişkili olarak, öğretme işine yeni yorumlar getirmiştir(Glaser). Glaser’e göre öğretimin gerçek amacı öğrencinin öğretilmek istenen davranışın ehliyetle, ustalıkla, keskin ve tutarlı olarak yapmasını sağlamaktadır. Bunun için mükemmel olarak öğrenilen performansların nasıl öğrenildiğinin ve öğrenme sırasında bu tür yeterlilik değildir. Ayrıca öğrenciler birbirlerinden farklı bilişsel yapı ve süreçleri kullanılarak öğrenmektedirler. İçeriğin mantıksal analizine dayalı bir yaklaşım, öğrencilerin psikolojik yapı ve sreçlerine denk düşmeyebilir. Öğrenme işinde, öğrencilere performansın ehliyetle yapılmasını sağlayan bilişsel süreçlerin kazandırılması gerekmektedir.
Glaser ayrıca, öğrenmeyi düzenlemenin yapılaştırma ve basitleştirmeyi gerektirdiğini, bu nedenle bilim adamları için geçerli olamayacağını; öğrenme işinin düzenlenmesinin en iyi sınıftaki öğretmen tarafından oluşturabileceğini ileri sürmektedir. Bu açıdan öğretim işinin değerlendirilmesinde yalnız ürünün değil, öğrenmenin hangi koşullar altında oluştuğunun da dikkate alınması gerekmektedir.
Not : Alıntıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder